6 Aralık 2020 Pazar

Ortadoğu'daki Savaşlarda Tank Kayıpları

Sürekli savaşlara sahne olan Ortadoğu, ABD'nin Irak'ı işgali sonrası yeni bir döneme girmiştir. 2000'li yılların başından beri devam eden savaşlarda taraflar pek çok tank kaybetmiştir. Bu tankların bir kısmı eski model, bir kısmı ise yeni ve modern tank modelleridir. Ortadoğu'daki savaşta tank kullanıp da tankı tahrip olmayan ordu yoktur. Örneğin 2003-2009 arası 530'dan fazla M1 Abrams tankı, harekat alanında tamir edilemeyecek seviyede hasar gördüğünden ABD'ye ağır bakım ve onarım için gönderilmiştir. Bunun dışında ABD Silahlı Kuvvetlerinin  toplam tank kaybı hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır. Tankçı personel kayıpları hakkında da net bir bilgi yoktur. Irak Ordusu DAEŞ ile savaşta 100 civarı M1A1 tankı, Suudi Arabistan Ordusu Yemen'de 20 civarı tank kaybetmiştir.



        İngilizlerin zırh koruması konusundaki iddialı olan Challenger 2 tanklarından biri, Basra'da RPG 29 ile vurulmuş ve roket tankın ön zırhını delmiştir. İngilizler de zaten bir süre sonra Basra Kentinden şehir dışında tahkim edilmiş üslere çekilerek şehri Şii Milislere bırakmıştır. İngilizler tanklarını pek meydana çıkarmadıkları için fazla kayıp vermemişlerdir.


    Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen'deki savaşta Leclerc tanklarını kullanmış ancak kayıp vermeye başlayınca, Leclerc'ler savaş alanından geri bölgelere kaydırılmıştır.


    2006 İsrail - Lübnan Savaşında açık kaynaklara göre;
-50 Merkava tankı tanksavar füze ve el yapımı patlayıcı ile vurulmuş, -21'i sağlam kalmış, -8'i arazide tamir edilebilmiş, -21'nin zırhı delinmiş, (15'i füzeler, 6'sı EYP),5'nin tamamen kaydı silinmiştir.
15 tankçı personel hayatını kaybetmiştir. Yaralı personel hakkında net bir bilgi açık kaynaklarda yoktur. İsrail Lübnan Savaşından sonra tank ve zırhlı araçlarına Trophy ve Iron Fist aktif koruma sistemleri entegre etmiştir. Bu durum İsrail'in daha sonraki harekatlarda tank kayıplarını azaltmıştır. Sadece 2010 yılında Gazze sınırında bir Merkava tankı, Gazze'den atılan bir Kornet ile vurulmuş ve zırhı delinmiştir. Ancak mürettebattan ölen ya da yaralanan olmamıştır. İsrail, aktif koruma sistemlerinin halen icra edilen harekat ve çatışmalarda RPG ve tanksavar füzelerine karşı etkin olduğunu ve çoğunlukla gelen roket/füzeyi zırha değmeden durdurabildiklerini belirtmektedir



Ortadoğu'da çok sayıda Sovyet yapımı T54/55, T62 ve T72 tankı ile az sayıda T90 tankı mevcuttur. Bu tanklardan da 2.500'den fazlası Ortadoğu'da son yıllarda meydana gelen savaşlarda tahrip edilmiştir.


Kısaca; Ortadoğu'da, 2. Körfez Savaşı sonrası çatışmalarda tarafların tamamı az ya da çok tank kaybetmiştir. İlginç olan, tanklar arası çatışmaların nadir görülmesidir. Tanklar çoğunlukla; -El yapımı patlayıcılar, -Tanksavar Füzeleri, -Hava taarruzları ve -RPG serisi silahların atışları sonucu tahrip edilmişlerdir. Bu nedenle de taraflar; tanklarının zırh korumasını artırmaya (bazen bizde "kıt'a imali denen sahra çözümleri ile), aktif ve pasif korunma sistemleri entegre etmeye gayret etmektedirler.



    Peki neden bu kadar tank kaybı var? Bu sorunun cevabını bulmak için tankın varoluş amacına bakmamız gerekir. Tank birliklerinin günümüzdeki esas amacı, (tarihi gelişimi ve tankların evrimini es geçerek anlatıyorum), çok kısaca düşmanı ateş ve manevra ile imha etmektir. Yani düşmanın üstüne giderek, silahlarının ateşi veya ezerek, öldürmek, yaralamak veya esir almaktır. Tank bunun için tasarlanır, bunun için yapılır.Tank bu görevini yapmak için;
-Ateş gücüne (100 mm ile 125 mm arası değişen çapta bir top, 12,7 veya 7,62 mm makineli tüfekler),
-Zırh koruması (+Aktif ve pasif koruma sistemleri),
-Hareket kabiliyetine,
- İyi iç ve dış haberleşme sistemlerine sahip olmalıdır.
Tanklar, piyadelerle iç içe savaşmalıdır. Tanklara yeterli topçu, istihkam, muhabere, bakım, yakın hava desteği, ikmal ve bakım desteği sağlanmalıdır. Konumuz zırhlı birlik harekatı olmadığı için uzatmayacağım. Yani tanklar piyadeye (yaya olarak savaşan herkesi anlayın) ateş desteği sağlamak için değil, piyadeyle birlikte düşmanın üzerine atılmak için yapılır. Tank birlikleri bunun için kurulur ve eğitilir. Ateş desteği esas olarak topçu silahları, havanlar, tanksavar silahları, zırhlı muharebe araçları ve yakın hava desteği ile sağlanır.
Resim
Resim

Resim
Ancak tanklar kısa mesafelerde çok isabetli atışlar yaparlar, makineli tüfekleriyle düşmanı ateş baskısı altında tutabilirler. Tankın topu çok etkili ve güçlü bir silahtır. Bu nedenle Ortadoğu'daki savaşlarda, özellikle meskun mahallerde tanklardan vazgeçilememektedir.




    Öte yandan Ortadoğu'da ciddi sayıda tanksavar füzesi vardır. Ayrıca bölge dışı taraf olan ülkeler, destekledikleri milislere çok sayıda tanksavar füzesi göndermiştir. Bu nedenle yoğun tanksavar füzesi kullanılmakta, herkes herkese füze atıp durmaktadır. Düz çöl arazisi tanksavar füzelerinin azami menzille kullanılmasına imkan vermektedir. Ortadoğu'da el yapımı patlayıcı da çok kullanılmaktadır. Bu nedenle özellikle savunma hazırlığı yapılmış bir bölgeye tank ve zırhlı araçlarla dalmak çok tehlikelidir. Bu tip bölgeler önce yaya unsurlarla alınmalı ve temizlendikten sonra araçlar girmelidir. (Klasik Savaşta da böyledir). Bu iki unsur birleşince tanklar daha çok ateş destek aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak tanksavar füzeleri silah olarak küçük ve uzun menzillidir. Tanklar ise kule mevziinde bile oldukça büyük siluet gösterirler.

Bu yüzden tank mevzide sabit bırakılırsa, bu kadar çok tanksavar füzesi olan bir bölgede füzeye hedef olma ihitmali açıkta sabit kalma süresiyle doğru orantılı olarak artar. Bu yüzden geride mevziide görülmeden beklemeli, hedef çıkınca atış yapıp geri çekilmelidir.


    
    Bir önemli husus da 360 derece çepeçevre emniyettir. Geriden de füze atılabileceği hesaplanmalıdır. İşte bu yüzden Ortadoğu'da çok sayıda tank vurulmaktadır. Ancak yine de tankın yeri doldurulamamaktadır. Klasik savaşta, genel olarak benimsenen yaklaşım, taarruzda, çoğunluğu piyade birliklerle düşman cephesinin yarılması ardından çoğunluğu tank olan birliklerle düşmanın gerilerine taarruz ederek yok edilmesi, savunmada ise, düşman taarruzunun piyade birlikleri (tanksavarları kullanarak tabii) tarafından öncelikle durdurulması, tank birliklerinin ise geride bekleyerek cephede meydana gelen düşman girmelerini karşı taarruz ile bertaraf etmesidir. Yani savunmada da tank birlikleri karşı taarruz maksadıyla kullanılır. En ön cephede tankları sabit mevzilere sokmak kesinlikle uygun değildir. Ön cephede tanksavarlar mevziye sokularak kullanılır. Tanksavarlar esasen PİYADENİN ağır silahlarından biridir.



    Hareketli savaş için tasarlanan tankların, Ortadoğu'da sabit görevlerde kullanılması, uzun menzilli tanksavar füzeleri karşısında dezavantajlı duruma düşmelerine neden olmaktadır. Bu bölgenin tamamında böyledir. Ancak, tanklar da karşı tarafa ciddi kayıplar verdirmektedir. Tanklar gördükleri hiç bir hedefi affetmezler. Araçlı intihar saldırılarına karşı çok etkilidirler. Ortadoğu'da çok sayıda tanksavar füze sistemi ve mürettebatı vurulmuştur. Ancak tank atışları pek videoya çekilemediği için pek bilinmemektedir. Her şeye rağmen tankların varlığı savaşta fark yaratmaktadır. Yüksek ilk hızlı tank topu ve isabetli atışlar yapan makineli tüfekleriyle tanklar, taarruz esnasında düşmanın kafasını kaldırmasına izin vermezler. Tankların etkili olması için doğru olarak kullanılmaları gerekir. Hem tank mürettebatının, hem de emrine tank birliği verilen komutanların tankların kullanılması konusunda eğitilmesi, komutanların savaş alanını doğru olarak kavraması olmazsa olmazdır. Aksi takdirde kayıp vermek kaçınılmazdır.

    TSK iddialarının aksine bu konuda iyi performans göstermekte olup bu konuda oldukça önemli dersler çıkarmıştır. Diğer tarafların durumuna bakmadan sadece TSK'ya saldırmak abestir. Tabii bölgedeki komutanların da, personelin sosyal medya kullanmalarını kontrol etmeleri elzemdir. Vurulan bir tankı dönüp dönüp sosyal medya mecralarına koymak Türk düşmanlarının değirmenine su taşımaktır. Bu kadar net. Bunun lamı cimi yoktur.

    Sonuç olarak Tank, modern muharebe sahasının vazgeçilmez unsurlarından biri olmaya devam etmektedir. Tankın artık önemini kaybettiği iddiaları gerçekçi değildir. Tankların tahrip edilmesi, devirlerinin geçtiği anlamından ziyade iyi korunmadıkları anlamına gelir. Bir silah sisteminin devrinin geçmesi için, muharebe alanında artık etkisi kalmaması ve o silahın fonksiyonunun başka bir silah sistemi tarafından daha etkin tarafından yerine getiriliyor olması gerekir. Buna örnek, ok ile tüfektir. Okun devri geçmiştir. Çünkü tüfek, okun yaptığı işi, daha iyi yapmaktadır. Tüfek oktan çok daha öldürücüdür. Bu nedenle okun devri geçmiştir. Yoksa okçular savaşta vurulduğu için değil.